Türkiye’yi yıllardır sarsan Çağla Tuğaltay cinayetinde kritik bir gelişme yaşandı. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu’nun haberine göre 5 Haziran 2000 günü okul dönüşü saat 16.40 sıralarında eve dönen lise öğrencisi Çağla Tuğaltay, katil ya da katiller tarafından boğazı kesilerek vahşice öldürüldü. Babası iş yerinde, annesi ise doktorda olduğu saatlerde eve dönen Çağla, okul kıyafetini çıkaramaya bile fırsat bulamadan cinayete kurban gitti. 3 PARMAK İZİ KİMSEYLE UYUŞMADI Türkiye gündemini sarsan bu cinayetin ardından olay yeri inceleme ekipleri detaylı bir çalışma yürüttü. Mutfakta, yabancı bir kişiye ait olduğu belirlenen üç parmak izi tespit edildi. İlk olarak aile bireylerinin ve apartman sakinlerinin parmak izleri alındı, ancak bu izlerle herhangi bir eşleşme sağlanamadı. Soruşturma genişletilerek, Tuğaltay ailesinin yakın çevresi, ağabey İlker Tuğaltay ve arkadaşları da dahil olmak üzere çok sayıda kişinin parmak izi incelendi. Ancak bulunan izlerle yine bir eşleşme sağlanamadı. 2 FARKLI ERKEĞE AİT DNA BULUNDU Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından evde ve apartmanda bulunan kan lekeleri ile tüm bulgular toplandı. Özellikle bıçaklı saldırılarda maktulün kendini savunması sırasında katile ait DNA’nın tırnak altına geçebileceği ihtimaliyle, Çağla’nın tırnakları kesilerek analiz için gönderildi. İlk etapta kriminal laboratuvarda sonuç alınamayınca bulgular Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Buradaki inceleme sonucunda soruşturmanın seyrini değiştirecek bulgular elde edildi. Apartman koridorunda bulunan kan lekesinden bir erkeğe ait DNA profili tespit edildi. Aynı şekilde, Çağla’nın tırnaklarında da bir başka erkeğe ait DNA bulundu. Her iki DNA profili de ne aile bireyleriyle ne de apartman sakinleriyle uyuştu. YILLARCA GELEN İHBARLAR SONUÇSUZ KALDI 25 yıl boyunca gelen çok sayıda ihbar, olayın aydınlatılması için değerlendirilse de somut bir sonuca ulaşılamadı. Olay yerinde bulunan üç parmak izi, Emniyet Teşkilatı’nın AFİS (Otomatik Parmak İzi Tanıma Sistemi) veri tabanına yüklenerek karşılaştırma yapıldı. Ancak parmak izleri, sistemde kayıtlı hiçbir şahısla eşleşmedi KRİTİK GELİŞME Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 25 yıldır aydınlatılamayan Çağla Tuğaltay cinayetiyle ilgili bu yıl içerisinde kapsamlı bir çalışma başlattı. İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız’ın göreve gelmesiyle birlikte yenilenen birimlerde, özellikle faili meçhul olaylara karşı daha fazla hassasiyet gösterilmesi sağlandı. Bu doğrultuda, katile ait olduğu değerlendirilen üç parmak izi ve iki DNA örneğinin sahibinin tespiti için Cinayet Büro Amirliği ile olayı soruşturan Cumhuriyet Savcılığı arasında koordineli bir süreç yürütülmeye başlandı. Soruşturmanın bu yeni aşamasında, Çağla’nın katilinin kimliğinin belirlenmesine yönelik kritik bir adım atıldı. İZLER 196 ÜLKEDE ARANACAK Çağla Tuğaltay cinayetinde elde edilen parmak izleri ve tırnak arasında çıkan DNA izi bu kez İnterpol (Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı) veri tabanında araştırılmasına karar verildi. Cinayet Büro Amirliği’nin talebi üzerine, Cumhuriyet Savcılığı parmak izi ve DNA bulgularını İnterpol arşivinde taranmasına resmî olarak izin verdi. Türk Emniyet Teşkilatı’nın AFİS (Otomatik Parmak İzi Tanıma Sistemi) veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamayan bu izler, şimdi İnterpol’e üye 196 ülkenin kayıtlarında aranacak. Katile ait izler İnterpol arşivinden çıkıp çıkmayacağı yapılacak karşılaştırmayla ortaya çıkacak. ZAMAN AŞIMI DURDURULAN TEK CİNAYET DOSYASI Olayla ilgili geniş çaplı çalışma yapılmasına devam ediliyor. Bu kritik gelişmenin ardından soruşturma çok yönlü sürdürülüyor. 2020’de kapıcının ifadesi ve DNA’sının alınmadığı fark edilmesiyle 20 yıllık zaman aşımı durdurulan ilk cinayet dosyası oldu. *Haberin görselleri DHA’ya aittir.
GÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceEKONOMİ
Az önce